Anılarımız ve Kerpe...

Küçüçük bir çocuktum o zamanlar. Belimde can simidi, kollarımda kolluklar çırpınıp dururdum suyun içinde. Babamın bana “yüzme öğretme” çabaları, benim hoyrat Karadeniz ile şakalaşmalarım bitmezdi… İlk zamanlarda, henüz iki – üç yaşında, bundan ibaretti benim Kerpe anılarım. Denizin havasını derin bir iç çekişle içime çekişim kumdan kaleler yapışım hiç unutulmayacak anlar olarak yer ettiler belleğimde. Gülücükler saçarak elimde kova ve kürek sıcak kumların üstünde koşan sarı saçlı ufak bir çocuk. Büyüdük sonra biz. Ben ve Karadeniz ve Anılarımız ve Kerpe…

Şimdilerde içinde fırtınalar kopan bir gencim ama o fırtınalarda hiç batmayan bir gemi içimde Kerpe. Yaz mevsiminin her gelişiyle büyüyen bir heyecan içimde. Arkadaşlarımın, denizin, kumsalın, rüzgarın ve martıların özlemi her yaz en baştan doğuyor içimde. Daha önce hiç gitmediğim bir yere gidecekmişim gibi heyecanlanıyorum. Her ne kadar adım gibi ezberlemiş olsam da her bir şeyini gene de görünce heyecanlanıyorum. Geçen senelerden anılar takılıyor aklıma. Ve bir tebessüm bırakarak o ana bir başka köşesinde Kerpe’nin bir başka anıma gidiyorum. Yaz tatili için Kerpe’yi tercih edenlerde benim yaşadıklarımı yaşıyorlardır diye tahmin ediyorum.

Ve yaz gelir gelmez buluyorum kendimi onun kollarında. Bahar ayları boyunca yapılan yaz planlarını gerçekleştirmek için sabırsızlanıyorum. Arabadan iner inmez deniz oluyor hemen ilk adresim. Kumsalın başında dikilip en uç noktasını görürmüşçesine bakıyorum Karadeniz’e. Dalgaların sesini duymak için pür dikkat kesiliyorum adeta. Kıpırdamadan öylece bakıyorum ona. Oda beni selamlarmışçasına dalgalarıyla daha bi şevkle tutuyor elinden kumsalın. Telefona gidiyor elim. Arkadaşlarımı arıyorum. Duygulu ve sevinçli bir şekilde birbirmize sarılmamızı her seneki gibi bu sende bıkmadan tekrarlıyoruz. Ve denizin söylediği ninniyle dalıyorum ilk uykuma güzel bir kahvaltı sonrasında güneşin altında uzanarak derin sohbetlere dalıyorum arkadaşlarımla elimden akıp giden kumlarla oynarken. Gün boyu aşkımı bekliyorum bu şekilde. Gün batımını. Sessizce yaklaştığımı bana doğru bu kez oturuyorum kumlara. Tüm duyularımı ona adamış şekilde. Tenimi okşayan hafif rüzgarı bile istemiyorum. Bir sigara yakıyorum. Dumanı sarıyor Kerpe’yi. En baştan tekrar başlıyor kafamda anılarımın başrol oynadığı film.

Üç aylık bir zaman zarfına nice anılar sığdırıyor hayatlarına insanlar orada.Tıpkı ben gibi. Unutulmazlar arasında hep akla gelen anılar.Yazın son bulmasıyla buruk bir acı kaplıyor evleri.Elinden tutup götüresi geliyor yanında insanların Kerpe’yi.Denizin şarkısını duymak, güneşin batımını en yoğun duygularla izlemek için.Kolay olmuyor bu değişilmez sevgiliden ayrılık son baharın yaklaşmasıyla.Geceleri sahilde yakılan ateşin etrafında söylenen şarkılar oscarlık filmleri dahi kıskandıracak kareler oluyor Kerpe'nin yönetmenliğinde.Ama biliyorlar ki vuslat gelecek elbet bir gün yine.Benim yaramaz bir çocuk edasıyla sabırsızlandığım gibi sabırsızlanıyor herkes bu senede yazın ayak seslerinin kapıda duyulmasıyla.Kerpe'de hazırlanıyor onlara.Kollarını açmiş kucaklamak için hazır sevgililerini şimdiden.

Bu yaz tekrar Kerpe adresim ve tüm adresler.Ama bu kez daha derin bir özlemle atacağım adımlarımı onun yolunda.Hazırlık telaşı şimdiden duyuluyordur adresi Kerpe olanların komşularının evinde.Müzeyyen Senar eşlik edecek rakı balık sofralarına. Ufacık çocuklar koşuştururken yollarda kendime dalıp gideceğim onlarda. Sohbetler sürüp gidecek bugünden dünden yarından.Kahkahalar karışacak martı seslerine.Bir sokak lambası altında buluşan sevgililer takılacak ışıkların gözüne. Her köşesiyle hazır bu seneye Kerpe. Daha bir cömert bu sene Karadeniz. Gülümsemeleri solmayacak tüm gücüyle ağlara asılan balıkçıların.

kerpe gün batımı

Kerpe Kaptan Otel-Kerpe

Reklam
Kerpe Kaptan Restaurant-Kerpe

reklam2